Bir gün hayata azimle bağlı bir yaşlı adam, komşusu olan karamsar kör bir adamı, güneşin ısıttığı bir yaz gününde bir terasa çıkarmış.
Önüne renklere boyalı plakalar koymuş ve demiş ki; "Bak karamsar dostum...İstediğin her bir şey hayatta eline geçmez, sence de öyle mi?" -Evet demiş kör adam ve eklemiş ardından; "Normal insanların istedikleri bana o kadar büyük geliyor ki.Benim isteğim sadece birşeyleri görebilmek."-"Ama insanlar uyurken körlerdir ve birşeyler görebilirler."-"Ben gerçek hayatta, dokunabildiğim şeylerden bahsediyorum." Önünde metal bir plaka var Hayat bu hava kadar sıcak! hayatta aşk vardır, ve rengi kırmızıdır dersin huzur vardır yeşil • umarsızlık vardır mavi • karamsarlık vardır siyah... Biraz bekledikten sonra plakalar güneşin ışığında ısınır...... köre dersin elini şu plakaya koy! Körün elini kırmızıya koyarsın, eli havadan daha sıcak plakadan belli belirsiz yanar, kırmızı renk güneşte biraz ısınır. Kırmızı ve aşk insanı ısıtır dersin Elini yeşile koyarsın: yeşil güneşte ısınmaz, havadan daha serindir. Huzur ve yeşil budur dersin. Mavi de yeşile benzer ama havayla aynı sıcaklıktadır. Umursamazlık ve mavidir bu, hayatın sıcağını hissettirmez sana dersin. Ve en son siyaha koyarsın körün elini. Güneşin ışığında kavrulmuş plaka körün elini fena yakar. Dersin: Siyah ve karamsarlıktır bu! Şükretmeyenlerin sonu kadar karanlık ve yangındır!
24 Ağustos 2008 Pazar
Karisik ama Dogru

Bin aynalı oda...

Her engel, yaşam koşullarınızı iyileştirebilecek bir fırsattır

Tuz ve Su

Yaşlı hintli usta çırağının sürekli herşeyden şikayet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Yaşamındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı. -tadı nasıl? diye soran yaşlı adama öfkeyle "acı" diye cevap verdi. Usta gülümsiyerek çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkartdı. Sesizce az ilerdeki gölün kıyısına götürüp, çırağına bu kez bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak ağzının kenarından akan suyu koluyla silerken yaşlı adam aynı soruyu sordu: Tadı nasıl? -Ferahlatıcı, diye cevap verdi genç çırak -Tuzun tadını aldın mı? diye sordu yaşlı adam -Hayır dedi çırağı Bunun üzerine yaşlı adam suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi. -Yaşamdaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok..Istırabın miktarı hep aynıdır. Ancak bir ıstırabın acılığı, neyin içinde konulduğuna bağlıdır. Istırabın olduğunda gereken tek şey, ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış...
Kişilik yoksa hiçbiri yok...

17 Ağustos 2008 Pazar
Renklerin Ustası

''Kötüler Tanrı'yı, Tanrı ise iyileri kullanır!..''
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)